Ayasofya Camii‘ni farklı, bambaşka düşüncelerle ziyaret ettim. Amacım perşembe günü Bilim Sanat Vakfı’nda katıldığım “Osmanlı’dan Günümüze Ayasofya Görünümleri” sunumundan öğrendiklerimi ayne’l yakın idrak etmekti.
Osmanlı’dan günümüze kadar caminin geçirdiği değişiklikleri, BİSAV’da Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Hasan Fırat Diker anlattı. Hasan Bey’in anlattıklarından öğrendiğim bilgiler, bugüne kadar birçok bilginin bizlere yanlış aktarıldığını gösterdi.
Sunumunu slayt gösterisi olarak katılımcılarla paylaşan Sayın Diker’den program bitiminde hazırladığı sunumu rica ettim. Slaytta yer alan görseller ve bilgiler doğrultusunda Hasan Bey’in anlattıklarını sizlerle paylaşacağım.
İlk minare Mimar Sinan zamanında yıkıldı
Bilindiği gibi Ayasofya Camii’nin kiremit renkli minaresi Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmıştır. Az bilinen ise yapılan ilk minarenin şu andaki minare olmaması. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u salı günü fethetmiştir ve cuma namazı Ayasofya’da kılınmıştır. 3 gün içinde minarenin yapımı, o zamanın şartlarına göre nasıl mümkün olabilirdi! Bunun için ilk minare ahşaptan yapılmıştır. Hasan Fırat Bey bunu ispat için Melchior Lorich’e ait 1559 tarihli resmini delil olarak gösterdi. Resimde ilk ahşap minarenin şu andaki Fatih minaresinin çaprazında olduğu görülüyor. Mimar Sinan, minareleri yaparken bu ahşap minare yıkılmıştır.
Fossati onardı mı bozdu mu?
Fossati, padişah Abdülmecit tarafından Ayasofya Camii’ni restore etmesi için görevlendirilen İtalyan asıllı Rus mimar. Rus elçilik binasını yapmak için İstanbul’a geldiğinde görevlendirilmiş ve 1847-1851 yılları arasında camiyi restore etmiş. Ayasofya Camii, II. Abdülhamid döneminde kapatılan bazı pencereler, iki kez değiştirilen dış cephe rengi ve müzeleştirildikten sonra açılan mozaik yüzeyleri dışında halen Fossati’den sonraki görünüme sahiptir. Fossati’nin onarımından önceki görünümlerine bakıldığında Fossati’nin yaptığı tahribat görünmektedir. Fossati camiyi tahrip etmekle kalmamış, yapının içine ve dışına masonik izler de yerleştirmiştir.
Uçan payandalar nereye uçtu?
Bugüne kadar Ayasofya Camii’nin ana kubbesi, 6, 10 ve 14. yüzyıllarda olmak üzere üç defa çökmüş. Ana kubbenin doğu kısmında yaşanan son çöküş 1346’da olmuş ve kubbe 1353 yılında tamamlanan onarımla tümlenmiş. Bu son onarımla, ana kubbe dört yönden uçan payandalarla desteklenmiş. Fakat uçan payandaları Fossati, herhangi bir gerekçe sunan belge bırakmadan restorasyon sırasında ortadan kaldırmış.
Mimar Sinan minarelerinin süslemeleri değiştirildi
Mimar Sinan minarelerinin süsleme kısımlarının alışık olduğumuz tarza olmadığına dikkat edin. Fatih minaresindeki süsleme ile Mimar Sinan minareleri arasındaki fark nereden geliyor dersiniz? Aslında Mimar Sinan minarelerinin süslemeleri de Fatih minaresindeki süslemelerin bir benzeriymiş. Ta ki 1950 yılına kadar. 1950-1955 yılları arasında bu süslemeler değiştirilerek bugünkü haline getiriliyor. Hangi amaçla bilinmiyor.
Melek figürlerinin yüzlerini Fossati kapatıyor
Fossati bununla kalmamış. Birçoğumuzun fetihten sonra kapatıldığını zannettiği melek figürlerinin yüzleri de Fossati onarımları sırasında kapatılmış. Sadece kapatılmakla kalsa iyi. Kapatmak için üzerlerine yapılan figür masonik sekizgen yıldız.
Ayasofya Camii’nin orijinal rengi olduğu sanılan kesme taş rengi cephe boyası yine Fossati onarımları sırasında yapılmış. Resimlerde Fossati onarımları öncesinde caminin beyaz olduğu görülmekte.
Top avizeler yerine Fransız avizesi
III. Ahmed döneminde 1717 tarihinde kubbe merkezine bir top kandil asılmış. Bu top kandil zeminden 3 metre yükseklikte, bünyesinde 600 kandiliyle, 30 metre çapında ve iç içe üç sekizgen çerçeveden müteşekkilmiş.
Fossati bu top kandili de kaldırmış ve yerine Fransa’dan ithal edilmiş 127 avizeyi ana ve yarım kubbeler ile zemin ve galeri katındaki tonozlara astırmış. 2010 yılında avizeler, orijinalleriyle değiştirilerek şu andaki görümüne kavuşmuş.
Meryem Uçar
Dünyabizim